taler-merchant-demos

Python-based Frontends for the Demonstration Web site
Log | Files | Refs | Submodules | README | LICENSE

misinterpreting-copyright.html (42893B)


      1 <!--#set var="ENGLISH_PAGE" value="/philosophy/misinterpreting-copyright.en.html" -->
      2 
      3 <!--#include virtual="/server/header.tr.html" -->
      4 <!-- Parent-Version: 1.96 -->
      5 <!-- This page is derived from /server/standards/boilerplate.html -->
      6 <!--#set var="TAGS" value="essays laws copyright" -->
      7 <!--#set var="DISABLE_TOP_ADDENDUM" value="yes" -->
      8 
      9 <!-- This file is automatically generated by GNUnited Nations! -->
     10 <title>Telif Hakkının Yanlış Yorumlanması - GNU Projesi - Özgür Yazılım Vakfı</title>
     11 
     12 <!--#include virtual="/philosophy/po/misinterpreting-copyright.translist" -->
     13 <!--#include virtual="/server/banner.tr.html" -->
     14 <!--#include virtual="/philosophy/ph-breadcrumb.tr.html" -->
     15 <!--GNUN: OUT-OF-DATE NOTICE-->
     16 <!--#include virtual="/server/top-addendum.tr.html" -->
     17 <div class="article reduced-width">
     18 <h2>Telif Hakkının Yanlış Yorumlanması - Bir Dizi Hata</h2>
     19 
     20 <address class="byline">yazan <a href="https://stallman.org/">Richard Stallman</a></address>
     21 
     22 <p>
     23 Telif hakkı kanununda bazı garip ve tehlikeli şeyler oluyor. Amerikan
     24 Anayasasında, telif hakkı, kullanıcıların çıkarınadır, başka bir deyişle,
     25 kitap okuyan, müzik dinleyen ya da yazılım çalıştıran kişilerin çıkarınadır,
     26 yayıncıların ya da yazarların çıkarına değildir. İnsanlar, kendilerine
     27 &ldquo;kendi çıkarları için&rdquo; dayatılan telif hakkı kısıtlamalarına
     28 uymamaya ve bu kısıtlamaları reddetmeye eğilimli oldukları halde, Amerikan
     29 hükümeti daha fazla kısıtlama getirmektedir ve yeni ve ciddi cezalarla
     30 insanları korkutmaya çalışmaktadır.</p>
     31 <p>
     32 Telif hakkı politikaları, ifade edilen amaçlarına nasıl tamamen karşı
     33 gelmeye başladı? Ve onları nasıl yeniden çıkış amacına uygun hale
     34 getirebiliriz? Anlamak için, Amerikan telif hakkı kanununun köküne bakarak
     35 başlamalıyız: A.B.D. Anayasasına.</p>
     36 
     37 <h3>ABD Anayasasındaki Telif Hakkı</h3>
     38 <p>
     39 A.B.D. Anayasası tasarı haline getirildiğinde, yazarların bir telif hakkı
     40 tekelince yetkilendirilmesi önerilmiş ve reddedilmiştir. A.B.D.’nin
     41 kurucuları, telif hakkının yazarların doğal bir hakkı olmadığı ancak
     42 ilerlemenin sağlanması için yazarlara verilen yapay bir ayrıcalık olduğu
     43 gibi farklı bir dayanak noktasını benimsemiştir. Anayasa, aşağıdaki
     44 paragrafla bir telif hakkı sistemine izin vermektedir (Madde I, Bölüm 8):</p>
     45 <blockquote><p>
     46 [Kongre şu güce sahip olmalıdır:] ilgili yazılarına ve keşiflerine özel
     47 hakkı tanıyarak ve sınırlı zamanlar için yazarları ve mucitleri koruyarak
     48 bilimin ve yararlı sanatların gelişmesine yardımcı olmalıdır.
     49 </p></blockquote>
     50 <p>
     51 Yüksek Mahkeme tekrar tekrar bildirmiştir ki, telif hakkına sahip
     52 çalışmaların kullanıcılara yarar sağlaması ilerlemenin gelişmesi anlamına
     53 gelir. Örneğin, <em>Fox Filmi olan v. Doyal</em>’de, mahkeme şunu
     54 söylemiştir:</p>
     55 <blockquote><p>
     56 A.B.D.'nin tek ilgisi ve [telif hakkı] tekeline danışmadaki birincil amaç,
     57 yazarların emeğinden kamunun elde ettiği genel çıkarlarda yatar.
     58 </p></blockquote>
     59 <p>
     60 Bu temel karar, telif hakkının niçin Anayasa tarafından
     61 <b>istenmediğini</b>, yalnızca bir seçenek olarak <b>izin verildiğini</b>,
     62 ve niçin &ldquo;sınırlı süreler&rdquo; boyunca süreceğinin varsayıldığını
     63 açıklar. Telif hakkı doğal bir hak, yazarların hak ettikleri için sahip
     64 oldukları bir hak olsaydı, belirli bir süre sonra bu haktan vazgeçilmesini
     65 haklı kılan hiçbir neden olamayacaktı, bu tıpkı, herkesin evinin, yapımından
     66 belirli bir süre sonra kamu malı haline gelmesi gibi bir şeyden farklı
     67 olmazdı.</p>
     68 
     69 <h3>&ldquo;Telif hakkı pazarlığı&rdquo;</h3>
     70 <p>
     71 Telif hakkı sistemi, yayıncılara ve yazarlara ayrıcalık ve bu nedenle yarar
     72 sağlayarak çalışmaktadır; ancak bunu onların iyiliği için yapmaz. Bunu daha
     73 çok, davranışlarını iyileştirmek için yapar: yazarların daha fazla yazması
     74 ve yayınlaması için bir güdü sağlamak için yapar. Sonuç olarak, hükümet,
     75 kamunun doğal haklarını, kamunun yararına, kamuya daha çok yayınlanmış
     76 çalışma sağlamak için harcar. Bazı bilginler bu kavramı &ldquo;telif hakkı
     77 pazarlığı&rdquo; olarak adlandırır. Bu, tıpkı hükümetin, vergi verenlerin
     78 paralarıyla bir karayolu ya da uçak satın alması gibidir, buradaki fark,
     79 hükümetin para yerine özgürlüğümüzü harcamasıdır.</p>
     80 <p>
     81 Ama var olduğu şekliyle pazarlık kamu için iyi bir anlaşma mıdır? Birçok
     82 alternatif pazarlık mümkündür; hangisi en iyisidir? Telif hakkı
     83 politikasının her hususu, bu sorunun bir yanıtıdır. Sorunun yapısını yanlış
     84 anlarsak, hususlar konusunda yanlış karar verebiliriz.</p>
     85 <p>
     86 Anayasa, yazarlara telif hakkı güçleri bahşedilmesine izin
     87 verir. Uygulamada, yazarlar tipik olarak bu hakkı yayıncılara verir; bu
     88 hakları kullananlar genelde yazarlar değil yayıncılardır ve kârın çoğu
     89 yazarlara değil yayıncılara gider, yazarlar yalnızca bu işin küçük bir
     90 oranını alır. Bu nedenle, telif hakkı güçlerini artırmak için uğraşan
     91 genelde yayıncılardır. Hayalleri bir kenara bırakıp telif hakkı gerçeğini
     92 daha iyi yansıtmak için, telif hakkı gücünün sahibi olarak burada
     93 yazarlardan çok yayıncılara atıf yapılacaktır. Ayrıca telif hakkı olan
     94 çalışmaların kullanıcılarına &ldquo;okuyucu&rdquo; olarak atıf
     95 yapılmaktadır, ancak bu çalışmaların kullanılmasının her zaman okuma olduğu
     96 anlamına gelmez, çünkü &ldquo;kullanıcılar&rdquo; uzakta ve soyuttur.</p>
     97 
     98 <h3>İlk hata: &ldquo;dengenin bozulması&rdquo;</h3>
     99 <p>
    100 Telif hakkı pazarlığı, ilk olarak kamuda oluşur: okuyucu kesime ilişkin
    101 yarar, kendi içinde bir sonuçtur; yayıncılara ilişkin yarar (varsa) yalnızca
    102 bu sonuca doğru bir araçtır. Okuyucuların ilgi alanları ve yayıncıların
    103 çıkarları öncelik olarak farklıdır, eşit değildir. Telif hakkının amacının
    104 yanlış yorumlanmasındaki ilk adım, yayıncıların, okuyucularla aynı önem
    105 seviyesine çıkarılmasıdır.</p>
    106 <p>
    107 A.B.D. telif hakkı kanununun, yayıncıların ve okuyucuların çıkarları
    108 arasındaki &ldquo;dengeyi bozmak&rdquo; anlamına geldiği genellikle
    109 söylenmektedir. Bu değerlendirmeyi örnek olarak veren kimseler, bunu,
    110 Anayasada ifade edilen temel konumun yeniden ifadesi olarak sunmaktadır;
    111 başka bir deyişle, bu, telif hakkı pazarlığına eş değer olarak
    112 varsayılmaktadır.</p>
    113 <p>
    114 Ancak iki yorumlama, eş değerden çok uzaktadır; kavramsal olarak
    115 farklıdırlar ve anlam olarak da farklıdırlar. Denge kavramı, okuyucuların ve
    116 yayıncıların çıkarlarının yalnızca nicel olarak onlara, &ldquo;ne kadar
    117 ağırlık&rdquo; vermemiz gerektiği ve hangi işlemlere uygulandıkları
    118 konusunda farklı olduğunu varsaymaktadır. &ldquo;Paydaş&rdquo; terimi
    119 genelde olayı bu şekilde değerlendirmek için kullanılmaktadır; bir politika
    120 kararındaki tüm çıkar tiplerinin eşit ölçüde önemli olduğunu
    121 varsaymaktadır. Bu görüş, hükümetin telif hakkı pazarlığındaki katılımının
    122 kökünde olan okuyucuların ve yayıncıların çıkarları arasındaki nitel ayrımı
    123 reddetmektedir.</p>
    124 <p>
    125 Bu değişikliğin sonuçları geniş kapsamlıdır çünkü telif hakkı pazarlığında,
    126 kamuya ilişkin büyük koruma, telif hakkı ayrıcalıklarının yalnızca
    127 okuyucular adına haklı görülmesi fikri, yayıncılar adına haklı görülmemesi
    128 fikri, &ldquo;denge&rdquo; değerlendirmesi ile elenmektedir. Yayıncıların
    129 çıkarı, kendi içinde bir son olarak görüldüğü için, telif hakkı
    130 ayrıcalıklarını haklı gösterebilir; başka bir deyişle, &ldquo;denge&rdquo;
    131 kavramı, halktan başka biri adına haklı gösterilebilir.</p>
    132 <p>
    133 Pratik bir husus olarak, &ldquo;denge&rdquo; kavramının sonucu, telif hakkı
    134 kanunundaki değişiklikler için olan savunmanın yükünü tersine
    135 çevirmektir. Telif hakkı pazarlığı, belirli özgürlüklerden okuyucuları
    136 vazgeçirme işini yayıncıların omuzlarına yıkmıştır. Denge kavramı pratikte
    137 bu işi tersine çevirmektedir, çünkü yayıncıların ilâve ayrıcalıktan
    138 faydalanacağına dair bir şüphe yoktur. Bu nedenle, okuyucuların bu faydadan
    139 &ldquo;ağır basmaya&rdquo; yetecek ölçüde zarar gördükleri kanıtlanamazsa,
    140 yayıncıların, talep ettikleri her türlü ayrıcalığı alabilecekleri sonucuna
    141 varırız.</p>
    142 <p>
    143 Yayıncılar ve okuyucular arasındaki &ldquo;dengenin bozulması&rdquo; fikri,
    144 okuyucuların, hak ettikleri önceliği almalarını engellerse, o zaman buna
    145 karşı gelmeliyiz.</p>
    146 
    147 <h3>Neye karşı dengeleme?</h3>
    148 <p>
    149 Hükümet bir şeyler satın aldığında, kamunun yararına davranır; hükümetin
    150 sorumluluğu, kamu için mümkün olan en iyi pazarlığı sağlamaktır, anlaşmadaki
    151 diğer tarafın çıkarları ikinci planda kalmalıdır.Örneğin, inşaat
    152 firmalarıyla karayolu inşa etmek için anlaşmalar imzalanırken, hükümet,
    153 kamunun parasını mümkün olan en iyi şekilde değerlendirmeyi
    154 hedeflemektedir. Hükümet birimleri, fiyatı aşağı çekmek için rekabetçi fiyat
    155 tekliflerini kullanmaktadır.</p>
    156 <p>
    157 Örneğin, inşaat firmalarıyla karayolu inşa etmek için anlaşmalar
    158 imzalanırken, hükümet, kamunun parasını mümkün olan en iyi şekilde
    159 değerlendirmeyi hedeflemektedir. Hükümet birimleri, fiyatı aşağı çekmek için
    160 rekabetçi fiyat tekliflerini kullanmaktadır.</p>
    161 <p>
    162 Yine pratik bir konu olarak, fiyat sıfır olamaz çünkü müteahhitler o kadar
    163 düşük fiyat teklifi vermeyecektir. Özel önemle yetkilendirilmemelerine
    164 rağmen, özgür bir toplumdaki vatandaşların genel haklarına sahiptirler ve
    165 buna, avantajlı olmayan sözleşmeleri reddetme hakkı dahildir; en düşük fiyat
    166 teklifi bile bazı müteahhitlerin para kazanması için yeterince yüksek
    167 olacaktır. Bu nedenle, belirli bir tipteki denge mevcuttur. Ancak bu, her
    168 biri özel önem isteğiyle iki çıkar arasında kasıtlı bir denge değildir. Bu,
    169 kamu hedefi ve pazar kuvvetleri arasındaki bir dengedir. Hükümet, özgür
    170 toplum ve özgür piyasa bağlamında yapabilecekleri en iyi pazarlık için vergi
    171 veren vatandaşlar için en iyi sonucu elde etmeye çalışmaktadır.</p>
    172 <p>
    173 Telif hakkı pazarlığında, hükümet, paramız yerine özgürlüğümüzü
    174 harcamaktadır. Özgürlük paradan daha değerlidir, bu nedenle hükümetin
    175 özgürlüğümüzü tutumlu ve iyi bir şekilde harcaması, paramızı harcama
    176 sorumluluğundan daha önemlidir. Hükümetler, yayıncıların çıkarlarını
    177 toplumun özgürlüğüyle eşit tutmamalıdır.</p>
    178 
    179 <h3>&ldquo;Denge&rdquo; değil ama &ldquo;alışveriş&rdquo;</h3>
    180 <p>
    181 Okuyucuların çıkarlarının yayıncıların çıkarlarıyla dengelenmesi fikri,
    182 telif hakkı politikasının değerlendirilmesi için yanlış bir yoldur ancak
    183 gerçekte değerlendirilmesi gereken iki çıkar vardır: <b>okuyucuların</b> iki
    184 çıkarı. Okuyucular, yayınlanmış çalışmaların kullanılmasında kendi
    185 özgürlüklerine ilişkin bir çıkara sahiptir; duruma bağlı olarak, belirli bir
    186 güdü sistemi vasıtasıyla bir yayının yüreklendirilmesiyle de
    187 ilgilenebilirler.</p>
    188 <p>
    189 Telif hakkının açıklamalarında, &ldquo;denge&rdquo; sözcüğü, okuyucular ile
    190 yayıncılar arasındaki &ldquo;dengenin bozulması&rdquo; fikri için belirli
    191 bir duruma gelmiştir. Bu nedenle, kullanıcıların iki çıkarına ilişkin olarak
    192 &ldquo;denge&rdquo; sözcüğünün kullanılması kafa karıştırıcı olabilir. <a
    193 href="#footnote1">[1]</a> Başka bir terim gerekiyor.</p>
    194 <p>
    195 Genel olarak, bir taraf, kısmen çatışan iki hedefe sahip olduğunda ve bu
    196 hedeflerin her ikisini de tamamen sağlayamadığında, bunu &ldquo;değiş
    197 tokuş&rdquo; olarak adlandırırız. Bu nedenle, taraflar arasında &ldquo;doğru
    198 dengenin bozulması&rdquo;ndan konuşmak yerine, &ldquo;özgürlüğümüzü harcama
    199 ve koruma arasında doğru alışverişin sağlanması&rdquo; lafını kullanmalıyız.</p>
    200 
    201 <h3>İkinci hata: tek bir sonucun maksimize edilmesi</h3>
    202 <p>
    203 Telif hakkı politikasındaki ikinci hata, yayınlanan çalışmaların sayısının,
    204 yalnızca artırılması değil, maksimize edilmesi hedefinin benimsenmesini
    205 içermektedir. &ldquo;Dengenin bozulması&rdquo; kavramı, yayıncıları
    206 okuyucularla aynı seviyeye getirmiştir; bu ikinci hata ise, yayıncıları
    207 okuyucuların çok üstünde tutmaktadır.</p>
    208 <p>
    209 Bir şeyler satın aldığımızda, genelde depodaki tüm birimleri ya da en pahalı
    210 modeli satın almayız. Bunun yerine, herhangi belirli bir maldan yalnızca
    211 ihtiyaç duyduğumuzu alıp ve en yüksek kalite yerine yeterli kalitede bir
    212 model seçerek, satın alacağımız diğer şeyler için para ayırırız. Azalan
    213 getiri ilkesine göre, paramızın tamamını belirli bir ürüne harcamak,
    214 kaynakların verimsiz harcanmasına neden olmaktadır; genelde başka bir
    215 kullanım için bir miktar para ayırmayı tercih ederiz.</p>
    216 <p>
    217 Azalan getiri ilkesi, herhangi bir satın alma işlemine uygulandığı gibi
    218 telif hakkı için de uygulanabilir. En çok vazgeçmemiz gereken özgürlükler,
    219 en az özleyeceklerimiz olmalıdır, en büyük cesareti ise yayına
    220 vermeliyiz. Yuvamıza daha yakın olan ek özgürlükleri verdiğimizde, her bir
    221 feragatin, en sonuncusundan daha büyük bir fedakarlık olduğunu görürüz, bu
    222 da, yazınsal işlemlerde daha küçük bir artış sağlar. Artış sıfır haline
    223 gelmeden çok önce, artış fiyatına değmeyeceğini söyleyebiliriz; genel
    224 sonucu, yayın miktarını arttırmak olan bir pazarlığı sağlarız ancak bunu da
    225 mümkün olan en üst dereceye kadar sağlayamayız.</p>
    226 <p>
    227 Yayının maksimize edilmesi hedefinin kabul edilmesi, bu daha iyi ve daha
    228 avantajlı olan tüm pazarlıkları reddetmektedir, kamunun tüm özgürlüğünü,
    229 yalnızca biraz daha fazla yayın için, yayınlanmış çalışmaları kullanmak için
    230 bırakması gerektiğini ifade eder.</p>
    231 
    232 <h3>Maksimizasyon söylemi</h3>
    233 <p>
    234 Uygulamada, özgürlüğün maliyetinden bağımsız olarak yayının maksimize
    235 edilmesi hedefi, kamunun yayınları kopyalamasının yasalara aykırı,
    236 adil-olmayan ve yapısal olarak yanlış bir hareket olduğunu ifade eden yaygın
    237 bir söylemle desteklenmektedir. Örneğin, yayıncılar, kopyalama yapan
    238 insanları &ldquo;korsanlar&rdquo; olarak adlandırır, aslında korsan,
    239 gemilere saldıran kimse demektir, oysa yayıncılar bu ifadeyi komşusuyla
    240 bilgi paylaşan kimseler için kullanmaktadır. (Bu karalayıcı ifade, eskiden
    241 yazarlar tarafından izinli olmayan baskıları yayınlamak için kanuna uygun
    242 yollar bulan yayıncıları tanımlamak için kullanılıyordu.) Bu söylem, telif
    243 hakkı için olan Anayasal tabanı doğrudan reddetmektedir ancak kendini,
    244 Amerikan kanun sisteminin sorgulanmayan geleneğini temsil edecek biçimde
    245 sunmaktadır.</p>
    246 <p>
    247 &ldquo;Korsan&rdquo; ifadesi tipik olarak kabul görmektedir çünkü medyanın
    248 tüm sınırlarını kapsamaktadır, böylece az sayıda insan bu ifadenin radikal
    249 olduğunu fark etmektedir. Etkin bir ifadedir çünkü halkın bilgi kopyalaması
    250 temel olarak yasal olmazsa, o zaman hiçbir zaman yayıncıların, özgürlüğümüzü
    251 teslim etmemize ilişkin istemlerine karşı çıkamayız. Başka bir deyişle,
    252 kamu, yayıncıların, bir miktar ek güç sahibi olmamalarının niçin gerekli
    253 olduğunu göstermeye çağırıldığında, hepimizin en önemli nedeni olan,
    254 &ldquo;Kopyalamak istiyoruz&rdquo; derhal elenir.</p>
    255 <p>
    256 Yan hususların kullanılması hariç olmak üzere, bu durum, artan telif hakkı
    257 gücüne karşı savaşmamız için hiçbir yol bırakmaz. Ayrıca günümüzdeki daha
    258 güçlü olan telif hakkı güçlerine karşı olan tutum, yan hususları ele
    259 almaktadır ve kopyaları yasal bir kamu değeri olarak dağıtma özgürlüğünden
    260 sözedilmesi bile imkânsız hale gelir.</p>
    261 <p>
    262 Pratik bir husus olarak, maksimizasyonun hedefi, yayıncıların aşağıdaki
    263 söylemi iddia etmelerini mümkün kılmaktadır: &ldquo;Satışlarımızı azaltmak
    264 da belirli bir uygulama olabilir, ya da öyle olabileceğini düşündük, bu
    265 nedenle, bu durumun yayını bilinmeyen bir miktar kadar azalttığını
    266 varsayarız ve bu nedenle bu durum engellenmelidir.&rdquo; Şu kötü sonuca
    267 varırız: kamunun yararı, yayıncıların satışlarıyla ölçülmektedir ve Genel
    268 Medya için iyi olan şey, A.B.D. için de iyidir.</p>
    269 
    270 <h3>Üçüncü hata: yayıncıların gücünün maksimuma çıkarılması</h3>
    271 <p>
    272 Yayıncılar, herhangi bir maliyette yayın çıktısını maksimuma çıkarma
    273 politikasının onay görmesini sağladıktan sonra, sonraki adımları, bunun
    274 onlara maksimum gücün verilmesini gerektirdiğini çıkarsamalarıdır, ki bunlar
    275 telif hakkının bir çalışmanın hayal edilebilir tüm kullanımını kapsamasını
    276 sağlamak ya da eş değer etkiyi sağlayacak &ldquo;shrink wrap&rdquo;
    277 lisansları gibi bazı başka yasal araçları uygulamaktır.. &ldquo;Adil
    278 kullanım&rdquo; ve &ldquo;ilk satış hakkı&rdquo;nın yürürlükten
    279 kaldırılmasını gerektiren bu hedef, A.B.D.’nin eyaletlerinden, uluslararası
    280 Anayasalara kadar tüm mevcut hükümet seviyelerinde uygulanmaktadır.</p>
    281 <p>
    282 Bu adım yanlıştır çünkü sert telif hakkı kuralları, yararlı yeni
    283 çalışmaların oluşturulmasını engellemektedir. Örneğin, Shakespeare,
    284 oyunlarından bazı noktaları, on yirmi yıl önce yayınlanmış diğer oyunlardan
    285 almıştır, yani günümüzün telif hakkı kanunu o zamanlar etkin olsaydı,
    286 Shakespeare’in oyunları yasadışı sayılmış olacaktı.</p>
    287 <p>
    288 En yüksek yayın oranını istemiş olsak bile, bunun kamuya maliyeti ne olursa
    289 olsun, yayıncının gücünün maksimuma çıkarılması, bunu sağlamanın yanlış
    290 yoludur. İlerlemeyi sağlamanın bir yolu olarak, bu, yanlış bir yoldur.</p>
    291 
    292 <h3>Üç hatanın sonuçları</h3>
    293 <p>
    294 Telif hakkı yasalarındaki mevcut eğilim, yayıncılara daha uzun zaman
    295 periyotları boyunca daha geniş haklar verme yönündedir. Hata serisinden
    296 bozulmuş olarak çıkan telif hakkının kavramsal tabanı, hayır demek için bir
    297 temeli genellikle sunmaz. Yasa yapan kimseler, telif hakkının kamuya hizmet
    298 ettiğini savunurken, yayıncılara gerçekte her istediğini verirler.</p>
    299 <p>
    300 Örneğin, S. 483’ü (telif hakkı döneminin 20 yıla çıkarılmasını isteyen 1995
    301 tarihli yasa tasarısı) devreye sokarken Senatör Hatch şunları söylemiştir:</p>
    302 
    303 <blockquote><p>
    304 İnanıyorum ki, şu anda, telif hakkının mevcut durumunun yazarların
    305 çıkarlarını korumakta olup olmadığı sorusunu ve yayınların korunma
    306 durumunun, yeni yayın çalışmalarının oluşturulması için yeterli bir güdü
    307 sağlamaya devam edip etmediği sorusunu sorduğumuz bir noktadayız.
    308 </p></blockquote>
    309 <p>
    310 Bu yasa tasarısı, telif hakkını, 1920’lerden beri yazılmış olan halihazırda
    311 yayınlanmış tüm çalışmalara da uyguladı. Bu değişiklik, yayıncılara
    312 sağlanmış bir avantajdı, kamuya bir yararı yoktu çünkü, daha önceden
    313 yayınlanmış kitap sayısını, önceki yayınları kapsayacak şekilde artırmanın
    314 bir yolu yoktu. Ve de halkın, günümüzde anlam kazanan bir özgürlüğü
    315 kaybetmesine neden olmaktaydı, kamu, eski dönemlerden kalan kitapların
    316 yeniden dağıtılması özgürlüğünü kaybetti. Üç hatadan ikincisini barındıran
    317 &ldquo;<a href="/philosophy/words-to-avoid.html#Protection">koru</a>&rdquo;
    318 propaganda teriminin kullanımına dikkat edin.</p>
    319 <p>
    320 Yasa tasarısı ayrıca henüz yazılmamış çalışmaların telif haklarını da
    321 kapsıyordu. Kira karşılığı yapılan çalışmalar için, telif hakkı, şu anki 75
    322 yıl yerine 95 yıl sürecekti. Teorik olarak, bu durum, yeni kitap yazma
    323 güdüsünü artıracaktı; ancak bu fazladan güdüye ihtiyaç duyan herhangi bir
    324 yayıncı, 2075 yılı için planlanmış bilanço föyleriyle bu iddiayı
    325 kanıtlamalıdır.</p>
    326 <p>
    327 Söylememize gerek yok ki, kongre, yayıncıların iddialarını
    328 sorgulamamaktaydı: telif hakkının kapsamını genişleten bu kanun 1998 yılında
    329 çıkarıldı. Bu kanun, sponsorlarından biri olan ve yasa çıkarılmadan önce
    330 ölen Sonny Bono Telif Hakkı Dönem Genişletme Hareketi olarak
    331 adlandırıldı. Onun işlerine bakan dul eşi ise şu ifadede bulundu:</p>
    332 
    333 <blockquote><p>
    334 Gerçekte Sonny telif hakkının sonsuza kadar sürmesini isterdi. Ekip bana bu
    335 gibi bir değişikliğin Anayasaya zarar vereceğini söyledi. Telif hakkı
    336 kanunlarımızı güçlendirmek için, hepinizi benimle birlikte çalışmaya davet
    337 ediyorum. Bildiğiniz gibi, ayrıca Jack Valenti de telif hakkının sonsuza
    338 kadar olması gerektiğini teklif etmektedir. Belki de komite, sonraki
    339 kongrede bu hususu ele alabilir.
    340 </p></blockquote>
    341 <p>
    342 Yüksek Mahkeme, Anayasanın ilerleme hedefine hizmet eden geçmişe dönük
    343 genişlemelere yönelik yasayı değiştirmeyi amaçlayan bir davayı dinlemeyi
    344 kabul etti. Mahkeme hususu yargılama sorumluluğundan el çekerek yanıt verdi;
    345 Anayasa, telif hakkı için, sadece sözde bağlılık gerektiriyor.</p>
    346 <p>
    347 1997’da kabul edilen başka bir kanun, yayınlanmış herhangi bir çalışmanın
    348 yeterince fazla sayıda kopyasının hazırlanmasını, bu kopyaları kibar olmak
    349 adına arkadaşlarınıza verseniz bile, ağır bir suç olarak kabul etti. Önceden
    350 bu, A.B.D.’de bir suç bile değildi.</p>
    351 <p>
    352 Bunlardan daha da kötü olan bir kanun olan Dijital Milenyum Telif Hakkı
    353 Hareketi (DMCA), kısıtlamaları aşmayı, hatta nasıl aşılacağına ilişkin bilgi
    354 vermeyi suç haline getirerek (bilgisayar kullanıcılarının zaten nefret
    355 ettiği) o zamanlar &ldquo;kopya koruması&rdquo; denileni (şimdi <a
    356 href="/proprietary/proprietary-drm.html">DRM</a> (Dijital Kısıtlamalar
    357 Yönetimi) adı veriliyor) geri getirmek için tasarlandı. Bu kanun,
    358 &ldquo;Medya Şirketleri Hareketi ile Egemenlik&rdquo; olarak
    359 adlandırılmalıydı çünkü bu kanun, yayıncılara etkin bir şekilde kendi telif
    360 hakkı kanunlarını yazma şansını vermekteydi. Bu kanun, bir çalışmanın
    361 kullanımında istediğiniz kısıtlamaları dayatabileceğinizi söylemektedir ve
    362 bu kısıtlamalar, çalışmanın birtakım şifreleme özelliği ya da lisans
    363 yöneticisi içermesi şartıyla kanunun gücünü kullanır.</p>
    364 <p>
    365 Bu yasa tasarısı için sunulan dayanaklardan biri, telif hakkı gücünü
    366 artırmak için yakın zamandaki bir anlaşmayı gerçeklemesiydi. Bu anlaşma,
    367 Dünya <a href="/philosophy/not-ipr.html">Fikri Mülkiyet</a> Örgütü
    368 tarafından yürürlüğe konmuştu, bu örgüt, Clinton yönetiminin baskısının
    369 yardımıyla, telif hakkı tutma ve patent tutma çıkarları için çalışmaktaydı;
    370 çünkü anlaşma yalnızca telif hakkı gücünü artırmaktaydı ve herhangi bir
    371 ülkedeki kamu çıkarına hizmet edip etmediği şüpheliydi. Her durumda, kanun
    372 tasarısı, anlaşmanın gerektirdiğinin üstüne çıktı.</p>
    373 <p>
    374 Kütüphaneler, bu yasa tasarısına, özellikle, &ldquo;adil kullanım&rdquo;
    375 olarak değerlendirilen kopyalama biçimlerini engelleyen konulara karşı
    376 konulmasına ilişkin kilit kaynaktı. Yayıncılar bu duruma nasıl tepki verdi?
    377 Eski temsilci, günümüzde Amerikan Yayıncılar Birliği için lobici olan Pat
    378 Schroeder, yayıncıların &ldquo;[kütüphanelerin] istediği şeyle
    379 yaşayamayacağını&ldquo; söyledi. Kütüphanelerin yalnızca mevcut durumun bir
    380 kısmını korumak istediklerinden, yayıncıların, günümüze kadar yaşamlarını
    381 nasıl sürdürdüklerini merak edebiliriz.</p>
    382 <p>
    383 Bu yasa tasarısına karşı olan benimle ve diğerleriyle yapılan bir görüşmede,
    384 kongre üyesi Barney Frank, A.B.D. Anayasasının telif hakkına bakış açısının
    385 nasıl önemsenmediğini gösterdi. Suçla ilgili cezalar tarafından desteklenen
    386 yeni güçlerin acil olarak gerekli olduğunu söyledi çünkü &ldquo;film
    387 endüstrisinden&rdquo; ve &ldquo;müzik endüstrisinden&rdquo; ve diğer
    388 &ldquo;endüstrilerden&rdquo; korkulmaktaydı. Ona şunu sordum: &ldquo;Ama bu
    389 kamunun çıkarına mı?&rdquo; Cevabı şöyleydi: &ldquo;Niye kamunun çıkarını
    390 soruyorsun? Bu yaratıcı insanlar, kamunun çıkarı için kendi haklarından
    391 vazgeçmek zorunda değiller!&rdquo; &ldquo;Endüstri&rdquo; para verip
    392 çalıştırdığı &ldquo;yaratıcı insanlarla&rdquo; tanımlanmıştır, telif hakkı
    393 onun yetkisi olarak değerlendirilmiştir ve Anayasa, ters yüz edilmiştir.</p>
    394 <p>
    395 DMCA yasası 1998 yılında çıkarıldı. Yasa çıkarıldığında, adil kullanımın
    396 yasal olarak kalacağı söylendi ancak yayıncıların, uygulamadaki tüm
    397 donanımları ve yazılımları yasaklamasına imkân verildi. Etkin olarak, adil
    398 kullanım yasaklandı.</p>
    399 <p>
    400 Bu kanunu esas alarak, film endüstrisi DVD’lerinin okunması ve oynatılması
    401 için özgür yazılıma ve hatta nasıl okunacaklarına ilişkin bilgiye bile
    402 sansür uyguladı. 2001 yılının Nisan ayında, Amerikan Kayıt Endüstri
    403 Birliği’nden (RIAA) gelen dava tehditleriyle Princeton Üniversitesindeki
    404 Profesör Edward Felten’in gözü korkutulmuş ve profesör, kayıtlı müziğe
    405 erişimi kısıtlamak için önerilmiş bir şifreleme sistemi hakkında
    406 öğrendiklerini yazan bilimsel makalesini geri çekmişti.</p>
    407 <p>
    408 Ayrıca okurların geleneksel özgürlüklerinin birçoğunu alan e-kitapları
    409 piyasada görmeye başladık, örneğin arkadaşınıza kitabınızı ödünç verme
    410 özgürlüğü, kitabınızı kullanılmış kitap satılan yerlere satma özgürlüğü,
    411 kütüphaneden kitap alma özgürlüğü, ortak bir veri bankasına adınızı
    412 vermeksizin kitap satın alabilme özgürlüğü ve hatta kitabı iki defa okuma
    413 özgürlüğü. Şifreli e-kitaplar, genel olarak bu etkinliklerin tümünü
    414 kısıtlamaktadır, bu kitapları yalnızca sizleri kısıtlamak için tasarımlanmış
    415 özel gizli yazılımlar ile okuyabilirsiniz.</p>
    416 <p>
    417 Bu şifreli, kısıtlanmış e-kitaplardan hiçbir zaman almayacağım ve umarım ki
    418 siz de almazsınız. Bir e-kitap size geleneksel bir kağıt kitapla aynı
    419 özgürlüğü sunmuyorsa, o kitabı kabul etmeyin!</p>
    420 <p>
    421 Kısıtlanmış e-kitapları okuyabilen yazılımı bağımsız olarak yayan herhangi
    422 bir kimse aleyhinde dava açılabilir. Rus bir programcı olan Dmitry Sklyarov,
    423 2001 yılında bir konferansta konuşmak için A.B.D.’de bulunduğu bir sırada
    424 tutuklandı çünkü Rusya’da bu gibi bir program yazmıştı ve Rusya’da böyle bir
    425 programın yazılması kanunlara aykırı değildi. Şimdi Rusya da bu tip
    426 yazılımları yasaklamak için bir kanun hazırlamaktadır ve Avrupa Birliği
    427 yakın zamanda bu gibi bir kanunu kabul etmiştir.</p>
    428 <p>
    429 Geniş bir pazara sahip olan e-kitaplar şimdiye kadar ticari bir
    430 başarısızlığa imza atmıştır ama bunun nedeni okurların özgürlüklerini
    431 korumak istemeleri değildir; bu durum başka nedenlere bağlıdır, örneğin,
    432 bilgisayar ekranlarından kitap okumanın rahat olmaması gibi. Uzun vadede bu
    433 mutlu durumun bizi korumasını bekleyemeyiz; e-kitapların gelişmesine
    434 yardımcı olmak için sıradaki adım &ldquo;elektronik kağıdın&rdquo;
    435 kullanılması olacaktır, elektronik kağıt, şifreli ve kısıtlandırılmış bir
    436 e-kitabın içine indirilebildiği kitap benzeri bir nesnedir. Bu kağıt-benzeri
    437 yüzey, günümüzün ekranlarından daha çekici olursa, o zaman özgürlüğümüzü
    438 korumak için savaşmak zorunda kalacağız. Bu arada, e-kitaplar, girişimlerine
    439 devam etmektedir: NYU ve diğer diş hekimliği ile ilgili okullar,
    440 öğrencilerden, okul kitapları olarak kısıtlanmış e-kitapların satın
    441 alınmasını istemektedir.</p>
    442 <p>
    443 Medya firmaları henüz tatmin olmamıştır. 2001 yılında, Disney-finansmanlı
    444 Senatör Hollings, &ldquo;Güvenlik Sistem Standardı ve Sertifikasyon
    445 Hareketi&rdquo; (SSSCA)<a href="#footnote2">[2]</a> olarak adlandırılan bir
    446 yasa tasarısını önermiştir, bu yasa tasarısı, tüm bilgisayarların (ve diğer
    447 dijital kayıt ve playback cihazlarının) hükümet yönetiminde kopya kısıtlama
    448 sistemlerine sahip olmasını gerektirmektedir. Bu, onların nihai hedefleridir
    449 ama ajandalarındaki ilk madde, dijital HDTV’yi oynatabilen her türlü
    450 cihazın, bu cihazlar insanlar tarafından &ldquo;kurcalanabilen&rdquo; (başka
    451 bir deyişle, kendi amaçlarına göre değiştirilebilen) bir şekilde
    452 tasarlanmışsa, engellenmesidir. Özgür yazılım kullanıcıların
    453 değiştirebildiği bir yazılım olduğu için, ilk defa burada, özgür yazılımı
    454 belirli bir iş için açık bir şekilde yasaklayan önerilmiş bir kanunla karşı
    455 karşıyayız. Diğer işlerin yasaklanması da kesin bir şekilde bunu takip
    456 edecektir. FCC bu kuralı benimserse, GNU Radyo gibi mevcut özgür yazılımlar
    457 sansürlenecektir.</p>
    458 <p>
    459 Bu yasa tasarılarının ve kuralların engellenmesi politik eylemleri
    460 gerektirmektedir.<a href="#footnote3">[3]</a></p>
    461 
    462 <h3>Doğru pazarlığın sağlanması</h3>
    463 <p>
    464 Telif hakkı politikasına karar vermek için doğru yol nedir? Telif hakkı kamu
    465 adına yapılan bir pazarlıksa, kamu çıkarını her şeyin üstünde
    466 tutmalıdır. Kamunun özgürlüğünü satarken hükümetin görevi, yalnızca satması
    467 gereken şeyi satmak ve bunu, mümkün olduğunca pahalıya satmaktır. En
    468 azından, karşılaştırılabilir bir yayın seviyesi sağlarken, telif hakkını
    469 mümkün olduğunca törpülemeliyiz.</p>
    470 <p>
    471 İnşaat projelerinde olduğu gibi, rekabete dayanan fiyat teklifiyle
    472 özgürlükteki bu en düşük fiyatı bulamayacağımız durumda, bunu nasıl
    473 bulabiliriz?</p>
    474 <p>
    475 Mümkün olan bir yöntem, telif hakkı ayrıcalıklarını adım adım azaltmak ve
    476 sonuçları gözlemlemektir. Yayında ölçülebilir bir düşüş varsa ve bunların ne
    477 zaman ortaya çıktığını görerek, kamunun çıkarları doğrultusunda , ne kadar
    478 telif hakkı gücünün gerçekten de gerekli olduğunu öğreneceğiz. Bunu,
    479 yayıncıların söyledikleriyle değil, gerçek gözlemle değerlendirebiliriz
    480 çünkü yayıncılar, güçleri herhangi bir şekilde azaldığında, abartılı kötü
    481 kader tahminleri yapma eğilimine sahiptir.</p>
    482 <p>
    483 Telif hakkı politikası, birbirinden bağımsız çok boyutlu bir meseledir. Bir
    484 tane politika boyutu için gerekli minimumu bulduktan sonra, gerekli yayın
    485 seviyesini korurken, telif hakkının diğer boyutlarının azaltılması hâlâ
    486 mümkün olabilir.</p>
    487 <p>
    488 Telif hakkının önemli bir boyutu da telif hakkının süresidir, şu anda bu
    489 süre genel olarak yüz yıl seviyesindedir. Tekelin on yıla düşürülmesi ve
    490 çalışmanın yayınlandığı tarihten itibaren başlanması iyi bir ilk adım
    491 olacaktır. Telif hakkının, türemiş çalışmaların hazırlanmasını kapsayan
    492 başka bir yönü daha uzun bir dönem boyunca sürebilir.</p>
    493 <p>
    494 Niçin yayın tarihinden itibaren saymaya başlanıyor? Çünkü yayınlanmamış
    495 çalışmalar üzerindeki telif hakkı, okurların özgürlüğünü doğrudan
    496 kısıtlamamaktadır; kopyalarına sahip olmadığımız bir çalışmayı kopyalamamız
    497 konusunda özgür olup olmamamız tartışma konusudur. Bu nedenle, yazarlara,
    498 bir çalışmanın yayınlanması için daha uzun bir süre ayırmak zarar verici
    499 değildir. Yazarlar (genelde yayından önce telif hakkına sahiptirler) telif
    500 hakkı vadesinin sonunu ötelemek için yayının gecikmesini nadiren tercih
    501 edecektir.</p>
    502 <p>
    503 Niçin on yıl? Çünkü bu güvenli bir öneridir; pratik temelde,  bu
    504 indirgemenin günümüzde genel uygulanabilirliği üzerinde küçük bir etkisinin
    505 olacağına inanabiliriz. Birçok yayın tipinde ve türde, başarılı çalışmalar,
    506 yalnızca birkaç yılda çok kârlıdır ve başarılı çalışmalar bile, on yıldan
    507 önce baskıdan kalkmaktadır. yararlı ömrü on yıllarca olabilen referans
    508 çalışmalar için bile, on yıllık telif hakkı yeterli olmalıdır: güncellenmiş
    509 baskılar düzenli olarak yayınlanmaktadır ve birçok okur, on yaşındaki temel
    510 sürümü kopyalamak yerine telif hakkı olan mevcut baskıyı satın almayı tercih
    511 edecektir.</p>
    512 <p>
    513 On yıl yine de gerekli olandan daha uzun olabilir; olaylar bir kere
    514 istikrara ulaştığında, sistemi ayarlamak için ek bir indirgemeye gitmeye
    515 çalışabiliriz. Bir kitap fuarındaki telif hakları konulu bir panelde Edebi
    516 bir anlaşmada telif hakkı üzerine bir panelde, on yıllık bir dönemi teklif
    517 ettiğimde, yanımda oturan bir ünlü fantastik roman yazarı beş yılın
    518 üstündeki herhangi bir şeyin tahammül edilemeyen bir şey olduğunu söyleyerek
    519 öfkeli bir şekilde karşı çıkmıştı.</p>
    520 <p>
    521 Ancak aynı zaman aralığını tüm çalışma tiplerine uygulamamız gerekmez. En
    522 ileri düzeyde telif hakkı politikası tekbiçimliliğinin sağlanması, kamunun
    523 çıkarı için çok önemli değildir ve telif hakkı kanunu, halihazırda özel
    524 kullanımlar ve yayın tipleri için birçok özel duruma sahiptir. Her karayolu
    525 projesi için, ülkenin en pahalı bölgelerindeki en zor projeler için gerekli
    526 olan oranların ödenmesi aptalcadır; aynı şekilde, tüm sanat tipleri için
    527 herhangi bir tip için gerekli bulduğumuz özgürlükteki en yüksek fiyatla
    528 &ldquo;ödeme yapılması&rdquo; da benzer şekilde aptalcadır.</p>
    529 <p>
    530 Bu nedenle, romanlar, sözlükler, bilgisayar programları, şarkılar,
    531 senfoniler ve filmler farklı telif hakkı sürelerine sahip olmalıdır, böylece
    532 her bir iş tipi için gerekli olan süreyi, bu gibi birçok çalışmanın
    533 yayınlanması için gerekli olan süreye indirebiliriz. Belki de bir saatten
    534 uzun süren filmlerin telif hakkı süresi yirmi-yıl olabilir çünkü bu
    535 filmlerin üretilmesinin yüksek bir maliyeti vardır. Kendi alanımda, yani
    536 bilgisayar programlamasında, üç yıl yeterlidir çünkü ürün çevrimleri bu
    537 süreden bile kısadır.</p>
    538 <p>
    539 Telif hakkı politikasının başka bir boyutu adil kullanımdır: bu, yayınlanmış
    540 bir çalışmanın tamamının ya da bir kısmının, telif hakkının olmasına rağmen,
    541 yasal olarak izin verilen bir şekilde yeniden çoğaltılmasının bazı
    542 yollarıdır. Telif hakkı gücünün bu boyutunun azaltılmasında doğal ilk adım,
    543 özel küçük miktarlardaki çalışmanın, ticari ilişki içinde olmayan bireyler
    544 arasında kopyalanmasına ve dağıtılmasına izin vermektir. Bu, telif hakkı
    545 polisinin insanların özel hayatlarına girmesini önler ancak bu, yayınlanan
    546 çalışmaların satışları üzerinde muhtemelen az etkiye sahip
    547 olacaktır. (Shrink-wrap lisanslarının bu gibi kopyalamanın kısıtlanmasında
    548 telif hakkının yerine geçmesi için kullanılamamasını sağlamak için başka
    549 yasal adımların atılması gerekli olabilir.) Napster’da olan tecrübeler
    550 göstermektedir ki, ticari olmayan birebir yeniden dağıtımın halka
    551 sunulmasına da izin vermeliyiz, halkın büyük bir çoğunluğu kopyalamak ve
    552 paylaşmak isterken ve bu çalışmaları yararlı bulurken, yalnızca acımasız
    553 önlemler bunları durduracaktır ve kamu, istediği şeyi almayı hak etmektedir.</p>
    554 <p>
    555 Romanlar ve genel olarak eğlence için kullanılan çalışmalar için, ticari
    556 olmayan birebir yeniden dağıtım, okuyucular için yeterli özgürlük
    557 sağlayabilir. Fonksiyonel amaçlar için (işleri yaptırmak için) kullanılmakta
    558 olan bilgisayar programları, gelişmiş bir sürümün yayınlanmasına ilişkin
    559 özgürlüğü içererek bunun ötesinde ek özgürlükleri gerektirmektedir. Yazılım
    560 kullanıcılarının sahip olması gereken özgürlüklerin açıklaması için, bu
    561 kitaptaki &ldquo;Özgür Yazılım Tanımına&rdquo; bakınız. Ancak programın
    562 yayınlanmasından itibaren yalnızca iki ya da üç yıllık bir gecikmeden sonra
    563 bu özgürlüklerin evrensel olarak mevcut olması için bu, kabul edilebilir bir
    564 uzlaşmadır.</p>
    565 <p>
    566 Bu gibi değişiklikler, telif haklarını, kamunun bu içerikleri kopyalamak
    567 için dijital teknolojiyi kullanılması isteğiyle aynı çizgiye
    568 getirir. Yayıncılar hiç şüphesiz ki bu önerileri &ldquo;dengesiz&rdquo;
    569 bulacaktır; yayıncılar, insanları bilyelerini alıp eve gitmekle tehdit
    570 edebilir ancak bunu gerçekten de yapmazlar, çünkü oyun yine de kârlıdır ve
    571 bu, mevcut tek oyundur.</p>
    572 <p>
    573 Telif hakkı gücündeki indirgemeleri değerlendirdiğimizde, medya
    574 firmalarının, bunu, son kullanıcı lisans anlaşmalarıyla değiştirmediğinden
    575 emin olmalıyız. Telif haklarının ötesine geçen, kopyalama üzerinde kısıtlama
    576 uygulamak için sözleşmelerin kullanılmasının engellenmesi gereklidir. Geniş
    577 pazarlı sektörler için bu tip tartışılmamış kısıtlamalar A.B.D. hukuk
    578 sisteminin standart bir parçası olmayı gerektirebilir.</p>
    579 
    580 <h3>Kişisel bir not</h3>
    581 <p>
    582 Ben resmi olarak bir bilim adamı değil, bir yazılım tasarımcısıyım. Telif
    583 hakkı konularıyla aşina oldum çünkü İnternet dünyasında bunlardan kaçmanın
    584 yolu yoktur. Otuz yıldır bilgisayar ve İnternet kullanan biri olarak,
    585 kaybetmiş olduğum ve ileride kaybedebileceğim özgürlüklere değer
    586 veriyorum. Bir yazar olarak, genelde yayıncılar tarafından yazarların telif
    587 hakkı gücünü, ki daha sonra yazar tarafından yayıncılara devredilmektedir,
    588 arttırmak için yazarlara atfedilmiş olan yarı ilahi <a
    589 href="/philosophy/words-to-avoid.html#Creator">yaratıcı</a> romantik esrarı
    590 reddedebilirim.</p>
    591 <p>
    592 Bu yazının çoğunluğu, kontrol edebileceğiniz gerçeklerden ve nedenlerden ve
    593 üzerinde kendi fikirlerinizi oluşturabileceğiniz tekliflerden
    594 oluşmaktadır. Ancak sizden yalnızca tek bir şeyi kabul etmenizi istiyorum:
    595 benim gibi yazarlar sizin üzerinizde özel bir gücü hak etmiyor. Yazmış
    596 olduğum yazılım ya da kitaplar için beni ödüllendirmek isterseniz, teşekkür
    597 olarak bir çek kabul edebilirim, ama lütfen özgürlüğünüzü teslim etmeyin.</p>
    598 <div class="column-limit"></div>
    599 
    600 <h3 class="footnote">Dipnotlar</h3>
    601 <ol>
    602 <li id="footnote1">&ldquo;Sağlıklı karar almakla ağırlığı dengeleme arasındaki karşılaştırmanın
    603 düşünüş şeklimizi nasıl sağlıksız bir şekilde sınırladığına&rdquo; ilişkin
    604 bir inceleme için Julian Sanchez’in <a
    605 href="http://www.juliansanchez.com/2011/02/04/the-trouble-with-balance-metaphors/">&ldquo;&lsquo;Denge&rsquo;
    606 Metaforlarının Sorunu&rdquo;</a> yazısına bakabilirsiniz.</li>
    607 <li id="footnote2">Telaffuz edilemeyen CBDTPA olarak adı değiştirilmiştir, &ldquo;Tüket Ama
    608 Hiçbirşey Programlamaya Çalışma'nın&rdquo; (Consume, But Don’t Try
    609 Programming Anything) kısaltması olarak akılda tutulabilir ancak aslında
    610 &ldquo;Tüketici Geniş Bant ve Dijital Televizyon Promosyon
    611 Hareketinin&rdquo; kısaltmasıdır.</li>
    612 <li id="footnote3">Yardım etmek isterseniz, <a
    613 href="http://defectivebydesign.org">DefectiveByDesign.org</a>, <a
    614 href="http://publicknowledge.org">publicknowledge.org</a> ve <a
    615 href="http://www.eff.org">www.eff.org</a>.</li>
    616 </ol>
    617 
    618 <hr class="no-display" />
    619 <div class="edu-note c"><p id="fsfs">Bu yazı <a
    620 href="https://shop.fsf.org/product/free-software-free-society/"><cite>Özgür
    621 Yazılım, Özgür Toplum: Richard M. Stallman Seçilmiş Yazıları</cite></a>
    622 kitabında yayınlanmıştır.</p></div>
    623 </div>
    624 
    625 <div class="translators-notes">
    626 
    627 <!--TRANSLATORS: Use space (SPC) as msgstr if you don't have notes.-->
    628  </div>
    629 </div>
    630 
    631 <!-- for id="content", starts in the include above -->
    632 <!--#include virtual="/server/footer.tr.html" -->
    633 <div id="footer" role="contentinfo">
    634 <div class="unprintable">
    635 
    636 <p>Lütfen FSF ve GNU ile ilgili sorularınızı <a
    637 href="mailto:gnu@gnu.org">&lt;gnu@gnu.org&gt;</a> adresine iletin. FSF ile
    638 iletişim kurmanın <a href="/contact/">başka yolları</a> da vardır. Lütfen
    639 çalışmayan bağlantıları ve başka düzeltmeleri veya önerilerinizi <a
    640 href="mailto:webmasters@gnu.org">&lt;webmasters@gnu.org&gt;</a> adresine
    641 gönderin.</p>
    642 
    643 <p>
    644 <!-- TRANSLATORS: Ignore the original text in this paragraph,
    645         replace it with the translation of these two:
    646 
    647         We work hard and do our best to provide accurate, good quality
    648         translations.  However, we are not exempt from imperfection.
    649         Please send your comments and general suggestions in this regard
    650         to <a href="mailto:web-translators@gnu.org">
    651 
    652         &lt;web-translators@gnu.org&gt;</a>.</p>
    653 
    654         <p>For information on coordinating and contributing translations of
    655         our web pages, see <a
    656         href="/server/standards/README.translations.html">Translations
    657         README</a>. -->
    658 Çevirilerimizde bulmuş olabileceğiniz hataları, aklınızdaki soru ve
    659 önerilerinizi lütfen <a
    660 href="mailto:web-translators@gnu.org">bize&nbsp;bildirin</a>.</p><p>Bu
    661 yazının çeviri düzenlemesi ve sunuşu ile ilgili bilgi için lütfen <a
    662 href="/server/standards/README.translations.html">Çeviriler BENİOKU</a>
    663 sayfasına bakın. Bu sayfanın ve diğer tüm sayfaların Türkçe çevirileri
    664 gönüllüler tarafından yapılmaktadır; Türkçe niteliği yüksek bir <a
    665 href="/home.html">www.gnu.org</a> için bize yardımcı olmak istiyorsanız, <a
    666 href="https://savannah.gnu.org/projects/www-tr">çalışma&nbsp;sayfamızı</a>
    667 ziyaret edebilirsiniz.</p>
    668 </div>
    669 
    670 <!-- Regarding copyright, in general, standalone pages (as opposed to
    671      files generated as part of manuals) on the GNU web server should
    672      be under CC BY-ND 4.0.  Please do NOT change or remove this
    673      without talking with the webmasters or licensing team first.
    674      Please make sure the copyright date is consistent with the
    675      document.  For web pages, it is ok to list just the latest year the
    676      document was modified, or published.
    677      
    678      If you wish to list earlier years, that is ok too.
    679      Either "2001, 2002, 2003" or "2001-2003" are ok for specifying
    680      years, as long as each year in the range is in fact a copyrightable
    681      year, i.e., a year in which the document was published (including
    682      being publicly visible on the web or in a revision control system).
    683      
    684      There is more detail about copyright years in the GNU Maintainers
    685      Information document, www.gnu.org/prep/maintain. -->
    686 <p>Copyright &copy; 2002, 2009, 2010, 2015, 2021 Free Software Foundation, Inc.</p>
    687 
    688 <p>Bu sayfa <a rel="license"
    689 href="http://creativecommons.org/licenses/by-nd/4.0/deed.tr">Creative
    690 Commons Alıntı-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı</a> altında
    691 lisanslanmıştır.</p>
    692 
    693 <!--#include virtual="/server/bottom-notes.tr.html" -->
    694 <div class="translators-credits">
    695 
    696 <!--TRANSLATORS: Use space (SPC) as msgstr if you don't want credits.-->
    697 <p><strong>Çeviriye katkıda bulunanlar:</strong></p>
    698 <ul>
    699 <li>T. E. Kalaycı, 2009, 2019.</li>
    700 <li>Çiğdem Özşar, 2009.</li>
    701 <li>Birkan Sarıfakıoğlu, 2009.</li>
    702 <li>Serkan Çapkan, 2009.</li>
    703 <li>İzlem Gözükeleş, 2009.</li>
    704 </ul></div>
    705 
    706 <p class="unprintable"><!-- timestamp start -->
    707 Son Güncelleme:
    708 
    709 $Date: 2021/11/28 20:30:33 $
    710 
    711 <!-- timestamp end -->
    712 </p>
    713 </div>
    714 </div>
    715 <!-- for class="inner", starts in the banner include -->
    716 </body>
    717 </html>